"Change is not always growth, but growth is often rooted in change..."

2010'dan ne bekliyorum kısmına gelirsek... Açık ve net söyleyeyim; hiçbir şey beklemiyorum. Saat gece 12'yi vurduğunda hayatıma sihirli bir değnek dokunup her şeyi daha güzel hale getirmeyecek. Ya da yarının dünden herhangi bir farkı olmayacak. O yüzden "2010'da dünya barışı, mutluluk, aşk, sevgi bla bla" saçmalıklarına hiç girmeyeceğim.


Bundan 9 ay önce, yılbaşında bloguma böyle yazmıştım. Kısmen haklı çıksam da şu son 1-2 ayda bazı şeylerin de farkına varmış oldum. Bu 9 ay boyunca hayatıma ne sihirli bir değnek değdi, ne de hayat dünya barışı, mutluluk, aşk ve sevgi getirdi bana. Ama yine de bir şeyler değişti işte. Ama en önemlisi bu değişimin sihirli değneği beklemekle gerçekleşmeyeceğini anlamış olmamdı sanırım. Eğer bir şeylerin gerçekten değişmesini istiyorsan o değişimi kendin yaratman gerektiğini anladım ben. Ve ne mutlu ki, ufak ufak da olsa o değişimi yaratmaya başladım.

Önce tamamen düzensiz bir hale girmiş hayatımı düzene sokmakla başladım değişime. Hoş, planladığımdan ve istediğimden çok daha az vakit ayırabilsem de artık kendime yine de artık çok daha düzenli bir şekilde yaşamak bana iyi geldi. Yine de bu konuda daha yapmam gereken şeyler var, işim bitti denemez bu kısımda. Sonra madem değişmeye karar verdim, bunu her anlamda yapmak lazım diyerek 5 yıldır uzun olan saçlarıma kıydım. İlk gün çok feci pişman olduysam da alışmaya başladım sanırım bu kısa saçlı halime de. Ve haftaya da spora başlıyorum yıllar sonra tekrar. İş çıkışı zaten pelte gibi geliyorum eve, ama yine de biraz daha forma sokmam lazım kendimi.

Bunları yaparken sadece dıştan kabuk bir değişim olmadığını, her birinin içime işleyip beni tamamen değiştirdiğini de hissediyorum. Hala bir şeyler olması gerektiği gibi değil, hala değişmesi gereken çok şey var hayatımda. Ama en azından bir yerlerde o değişim başladı artık. Elbet sıra diğer eksik kısımlara da gelecek bir ara...

Edit:Mert'in yorumlar kısmına yazdığı Drizzt quote'unu da hatırlamak gerek bu noktada. Hatta ben nasıl yazmadım bunu kızdım şimdi kendime ve bu yazının başlığını da değiştirmiş oldum böylece.
Posted on 9/19/2010 09:48:00 ÖÖ by Monthius and filed under | 2 Comments »

Come Cataclysm...




Kim ne derse desin, Blizzard işini iyi yapıyor. Adamların bugüne kadar yaptığı tek bir oyuna bile "kötü" demek mümkün değil. (Çıtanın altında kalsa bile The Burning Crusade bile "kötü" değildi aslında) Ve evet, oyununun ve benim oynayış süremin neredeyse 6. yılına girerken hala World of Warcraft'a ilgimi kaybetmiş değilim. Çünkü Blizzard'ın Cataclysm için attığı her adım beni deli gibi heyecanlandırıyor. Peki neden heyecanlanıyorum bu kadar? Anlatayım...

Her taşını, her tümseğini ezberlediğiniz yerler vardır mutlaka hayatınızda. Evinizin bulunduğu sokak olur, çalıştığınız yer olur, küçüklüğünüzden beri sık sık gittiğiniz bir yer olur vs... Peki ya bir bilgisayar oyunundan söz ediyorsak? Şu an önüme bir harita koymasanız bile size Stormwind'in ya da Undercity'nin sokaklarını tarif edip ezbere yol gösterebilirim. 6 sene... Azeroth'ta 6 senedir yaşıyorum ben. Bazen ara vermeden delicesine, bazen daha uzaktan arada sırada ziyaret ederek... Ama bir şekilde 6 senedir o koca dünyanın her metrekaresini dolaşıp havasını soludum ben. Ve şimdi Blizzard'ın verdiği çok cesurca bir kararla benim bildiğim her şey baştan aşağı değişmek üzere. Ironforge aynı Ironforge değil artık, Kral Magni taşa dönüştü, Dark Iron cüceleri tahtı ele geçirmeye çalışıyor ve bunu önlemek için bir Cüce Konseyi zar zor yönetimi elinde tutmaya kasıyor. Orgrimmar aynı Orgrimmar değil. Thrall kontrolden çıkan elementleri düzene sokmak için Azeroth'u dolaşırken yerine savaş delisi Garrosh geçmiş durumda. Ve Garrosh Horde'un yönetimine gelir gelmez Horde'un içerisinde çatırdamalar başladı bile. Cairne Garrosh'la olan düellosunda öldü, Vol'jin tüm Trolleri alarak Orgrimmar'ı terk etti. Ne demek istediğimi anlayabiliyor musunuz? Azeroth değişiyor... Ciddi anlamda değişiyor. Uzaktan bakınca kozmetik gibi durabilir bu değişiklik, ama değil. Bu değişimin asıl yaşandığı yer oyunun ana çekirdeği. Ve bu değişiklikle birlikte ilk defa WoW'da bir ilerleme hissine şahit oluyoruz. İlk defa yıllardır belki onlarca farklı karakterle, onlarca kez yaptığımız questlerin sonuçlarını hissedip hikayenin ilerlediğini görüyoruz. En çok da buna seviniyorum işte.

Belki bir zamanlar oynadınız, belki oynamadan sadece laf attınız, belki hala oynuyorsunuz. Sadece şunu bilin; bu WoW sizin bildiğiniz WoW değil. Artık 3 kurbağa gözü, 2 tavşan kulağı toplayıp getirme görevlerinin olduğu oyun değil bu. Bu, artık gerçekten karşınıza anlatacağı inanılmaz detaylı (ve gelişen) bir hikayesi olan, verdiği görevlerle sizi birazdan neler olacağına dair meraka düşüren yepyeni bir oyun. Artık bir MMO değil WoW, MMO'nun sonuna o RPG sıfatını sonuna kadar hak ederek ekleyen bir oyun. Ve işte bu yüzden, yıllarca WoW'da gördüğüm en büyük eksiği WotLK ile kapatan Blizzard, Cataclysm'de bunu mükemmeliğe taşıyor. Ve ben buna deli gibi heyecanlanıyorum...

not: WoW değişime gidiyorken ben de değişime gitmeye karar verdim bir süre önce. Boş vaktim olduğu bir ara (Stormrage kitabını da bitirmiş olmanın verdiği gazla) karakterimin güncellenmiş hikayesini yazıp blog'a koyacağım. İlgilenen ya da merak eden varsa diye önceden haber vereyim dedim.
Posted on 9/03/2010 06:59:00 ÖS by Monthius and filed under | 0 Comments »