Welcome Home...




Çok uzun süren bir koşuşturmaca, stres ve panik yumağıyla boğuştuktan sonra nihayet düzlüğe çıkmış durumdayım. Tamam, hala süregelen bazı dertlerim var, tamamen rahatlamış değilim. Ama en azından üzerimden çooook büyük bir yük kalkmış olduğu için çok daha mutluyum. Bu sene uğurlu geldi bana sanırım, başından sonuna kadar güzel yeniliklerle buluşturdu beni...

Nihayet kendi evim var bir kere. 5 yıl süren cehennem ızdırabının ardından artık bunu haketmiştim zaten. İstediğimi yaptığım, istediğim gibi takıldığım güzel, şirin bir ev... Bayağı zamandır bunun hayalini kuruyormuşum aslında, yeni yeni farkediyorum. Daha da güzeli bu evde şapşal şapşal koşuşturan minik kedim var; Guenhwyvar. Ya da kısaca Guen. O da pek bir sevdi bu evi. Hele şu an salonun büyük ölçüde boş olması tam onun işine yaradı, dilediği gibi koşuşturup duruyor orada. İleride bahçeye çıkmaya da alıştıracağız da, şimdi kaçar gider korkusuyla içeride tutuyoruz.

Komik olan, ama beni tanıyan kimsenin şaşırmayacağı şekilde kocaman bir televizyon ve Playstation 3'ümüz var evde. Ama henüz koltuk takımımız yok. Evet, televizyon koltuk takımından daha öncelikliydi, n'apabilirim yani? :p Doğal gazımız hala bağlanmadı apartman yeni olduğu için, ama soğuk suyla yıkanmaya alıştım sanırım artık. Eh, o ikisinin dışında da pek bir eksiği kalmadı evin aslında. Belki ufak tefek şeyler...

Yine de, eksikleri bile olsa bu evi seviyorum. Hiç olmadığı kadar sıcak geliyor bana burası. Sevdiklerim yanımda, mutluyum, daha ne isteyebilirim ki? Her eve geldiğimde kendi kendime "Welcome home..." diyebiliyorsam artık, yuvamı bulmuşum demektir.
Posted on 8/22/2011 11:14:00 ÖÖ by Monthius and filed under | 0 Comments »

0 yorum: